TUHAF
Hayat, bazen eski bir defterin ortasından başlamak gibi.
Aradan biraz zaman geçince daha az takılıyor eliniz(aklınız) eskiden kullanmış olduğunuz ilk sayfalara…
Zaman, hayat, yağmurda ıslanmış bir çift pabuç...
Kısacası tüm tasvirler, anlatım güçlüğünden doğmuş süslü
yol tariflerinin olduğu kelimeler dizesi gibi…
Evet! Biliyorum ve sakin ol farkındayım. Şuan bende bunu
yapıyorum. Hayatı, ortasından başlanmış eski bir deftere benzettim. Hayatın
daha güzel tanımını yapma bilgisine ya da bilgeliğine vakıf değilim. Bu arada
hayatımda hiç bilge bir kişi görmedim. Belki masallara özgüdür belki de asıl
bilgelik içimizde var olan ve var olmaya devam edecek anlam arayışıdır.
Kim bilebilir?
Varsa bilen soralım. Yalnız ben korkarım, öğreneyim! Cahilliğim
gitsin derken heyecanımı da kaybetmekten. Hayat bilinmediği için heyecan verici
değil mi?
Zaman olur üç maymunla karşılarız her birimiz.
Birisi görmez, sebebi belli gözlerini sıkıca elleriyle
kapatır. Bir ışık zerresi bile rahatsız eder onları. Bu maymunun kaçtığı
hakikat mi? Yoksa kötüyü görmeme arzusu için verdiği savaş mı?
Bir diğer maymun ise konuşmaz. Ellerini öyle sıkıca
ağzına kapatır ki. Konuşacak olsa belki tırnakları bıçak olup, dudağını kesip
kanatır. Bu maymun doğruyu söylememek için mi? susar… Yoksa tüm çabası, ağızdan
çıkacak olan yanlış ve fevri bir çıkışın, kaçışı mıdır?
Sırada kulaklarını kapatan maymun, aslında bana en
tehlikeli gelen maymun bu olmuştu, düşündüğüm zaman. Duymadığı ya da duymak
istemediği için, gördüklerini dinlemeden rahatça söyleyebilirdi. Bilirsin,
bazen en sinirli anında herkesin çene kasının geliştiğine şahit olmuşsundur.
Kulaklar gidince, çene çok tehlikeli bir hale bürünür. Belki de bunlar tuhaf
birer kuruntu. Bu maymun hakikati duymamak için mi? kapattı kulaklarını. Yoksa
kötü sözler duymamak için mi?
Hayatın yazı ve turası var. Kimi zaman yazıyız kimi zaman
tura. Dik nasıl gelinebilir? Bunu biraz düşünmek istiyorum. Tuhaf bir durum
sanırım. Kendime itiraf etmeliyim ki üç maymunun tüm çeşidi ara sıra gelip
misafir olur bana. Birilerinin başka birilerine;
"Üç maymunu oynama sakın!" dediklerinde gülmek
gelir içimden. Ara sıra yoklamalı! Yoklama listesi olan eski defterlerimizi ve
aman dikkat! bu hassasiyet gerektiren bir iştir. Canın birazcıktan da fazla
yanabilir.
İçin aslında
sandığın gibi sadece masum bir çocuktan ibaret olmayabilir. Hazreti Nuh'un
gemisi gibi de olabilir. İçimde yılan, kurt, tilki var demek çok tuhaf gelir
insana. O yüzden her zaman "iyiyimdir". Bir başkasına açamayacak
kadar tuhaflıklar barındıran canlıdır insan. Ve güneşin meyveyi yakmadan olgunlaştırma
evresidir, insanın kendine sorduğu içten sorular. En basitinden ve kimi zaman
en zor cevabı bulunan soruları vardır insanın. Ben kimim ve ne istiyorum?
Kulak ver gemine ve her şeye rağmen yolculuğuna adanmış
ol…
Kendini bulmaya, umuda, sevgiye, iyiliğe, güzelliğe ve bunları içinde
barındıran sana tuhaf gelen hayata.
Çok sevdiğim dostum ve emekli kaptan (Captain Never Mind)
dostumun dediği gibi.
"Umut benim en güzel girdabım."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder