18 Temmuz 2019 Perşembe

TUHAF


TUHAF


Hayat, bazen eski bir defterin ortasından başlamak gibi. Aradan biraz zaman geçince daha az takılıyor eliniz(aklınız)  eskiden kullanmış olduğunuz ilk sayfalara…

Zaman, hayat, yağmurda ıslanmış bir çift pabuç...

Kısacası tüm tasvirler, anlatım güçlüğünden doğmuş süslü yol tariflerinin olduğu kelimeler dizesi gibi…

Evet! Biliyorum ve sakin ol farkındayım. Şuan bende bunu yapıyorum. Hayatı, ortasından başlanmış eski bir deftere benzettim. Hayatın daha güzel tanımını yapma bilgisine ya da bilgeliğine vakıf değilim. Bu arada hayatımda hiç bilge bir kişi görmedim. Belki masallara özgüdür belki de asıl bilgelik içimizde var olan ve var olmaya devam edecek anlam arayışıdır.

Kim bilebilir?

Varsa bilen soralım. Yalnız ben korkarım, öğreneyim! Cahilliğim gitsin derken heyecanımı da kaybetmekten. Hayat bilinmediği için heyecan verici değil mi?

Zaman olur üç maymunla karşılarız her birimiz.

Birisi görmez, sebebi belli gözlerini sıkıca elleriyle kapatır. Bir ışık zerresi bile rahatsız eder onları. Bu maymunun kaçtığı hakikat mi? Yoksa kötüyü görmeme arzusu için verdiği savaş mı?

Bir diğer maymun ise konuşmaz. Ellerini öyle sıkıca ağzına kapatır ki. Konuşacak olsa belki tırnakları bıçak olup, dudağını kesip kanatır. Bu maymun doğruyu söylememek için mi? susar… Yoksa tüm çabası, ağızdan çıkacak olan yanlış ve fevri bir çıkışın, kaçışı mıdır?

Sırada kulaklarını kapatan maymun, aslında bana en tehlikeli gelen maymun bu olmuştu, düşündüğüm zaman. Duymadığı ya da duymak istemediği için, gördüklerini dinlemeden rahatça söyleyebilirdi. Bilirsin, bazen en sinirli anında herkesin çene kasının geliştiğine şahit olmuşsundur. Kulaklar gidince, çene çok tehlikeli bir hale bürünür. Belki de bunlar tuhaf birer kuruntu. Bu maymun hakikati duymamak için mi? kapattı kulaklarını. Yoksa kötü sözler duymamak için mi?

Hayatın yazı ve turası var. Kimi zaman yazıyız kimi zaman tura. Dik nasıl gelinebilir? Bunu biraz düşünmek istiyorum. Tuhaf bir durum sanırım. Kendime itiraf etmeliyim ki üç maymunun tüm çeşidi ara sıra gelip misafir olur bana. Birilerinin başka birilerine;
"Üç maymunu oynama sakın!" dediklerinde gülmek gelir içimden. Ara sıra yoklamalı! Yoklama listesi olan eski defterlerimizi ve aman dikkat! bu hassasiyet gerektiren bir iştir. Canın birazcıktan da fazla yanabilir.

 İçin aslında sandığın gibi sadece masum bir çocuktan ibaret olmayabilir. Hazreti Nuh'un gemisi gibi de olabilir. İçimde yılan, kurt, tilki var demek çok tuhaf gelir insana. O yüzden her zaman "iyiyimdir". Bir başkasına açamayacak kadar tuhaflıklar barındıran canlıdır insan. Ve güneşin meyveyi yakmadan olgunlaştırma evresidir, insanın kendine sorduğu içten sorular. En basitinden ve kimi zaman en zor cevabı bulunan soruları vardır insanın. Ben kimim ve ne istiyorum?

Kulak ver gemine ve her şeye rağmen yolculuğuna adanmış ol…

Kendini bulmaya, umuda, sevgiye, iyiliğe, güzelliğe ve bunları içinde barındıran sana tuhaf gelen hayata.

Çok sevdiğim dostum ve emekli kaptan (Captain Never Mind) dostumun dediği gibi.

"Umut benim en güzel girdabım."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder